27 Aralık 2016 Salı

Erciyes Üniversitesi

Herkese yeniden merhaba:)
Başlıktan da anlaşılacağı üzere bugün sizlere bir şarkı hikayesinden değil Erciyes Üniversitesi'nden bahsedicem.Diyeceksiniz ki ne alaka bu kız şarkıların hikayelerini yazıyordu.Haklısınız bende sizin yerinizde olsam aynı şeyi derim.Fakat Erciyes Üniversitesi'nde okuyorum ben ve sizlere Üniversite'mden bahsederek gelmek isteyenlere yardımcı olur diye yazmak istedim.


Erciyes Üniversitesi 1978 yılında Kayseri Üniversitesi adı altında kuruldu.Üniversite adını şehrin 15 km. güneybatısında yer alan Erciyes Dağından alıyor.Üniversite toplam 16 fakülte,4 yüksek okul,7 meslek yüksek okulu,7 enstitü,5 bölüm,16 araştırma merkezi ve araştırma uygulama hastanesi ile hizmet veriyor.Üniversite kampüsü oldukça geniş bir alana yayılmıştır.Merkezi bir konumdadır.Ulaşım oldukça kolaydır.Otobüs ve tramvayla ulaşım imkanı vardır.Erciyes Üniversitesi,akademik performans sıralamasına göre 2016 yılı itibariyle Türkiye'de akademik performans açısından 9. sırada yer alıyor.


Bu arada ben Erciyes Üniversitesi İletişim Faültesi'nde okuyorum.Fakültemi,hocalarımızı seviyorum.Eğitiminden oldukça memnunum.Aranızda gelmeyi düşünenler varsa tavsiye ederim Üniversitemi ve fakültemi.


Umarım yazımı beğenmişsinizdir ve faydalı olmuştur.Dilim döndüğünce anlatmaya çalıştım Üniversitemi.Bir sonraki yazımda görüşmek üzere:)Hoşçakalın.

Michael Jackson-Billie Jean

Herkese yeniden merhaba:)
Bugünkü şarkı hikayemiz Michael Jackson'ın Billie Jean adlı efsane şarkısı.Bloğumda Michael Jackson'a yer vermesem olmazdı.Ben de sizlere en sevdiğim Jackson şarkılarından biri olan Billie Jean'in yazılma hikayesinden bahsetmek istiyorum.


Şarkının hikayesine gelecek olursak;Jackson'ın altıncı solo albümü 1982 tarihli Thriller'ın ikinci single'ı Billie Jean.Jackson arabada giderken şarkı aklına düşer.Şarkıyı düşünürken o kadar dalmıştır ki arabasının alev aldığını dahi farketmez.Yanından geçen motorsikletli biri onu uyarmış ve daha fazla o şekilde gitmesini engellemiştir.Jackson,"o çocuk o gün muhtemelen birçok kişinin hayatını kurtardı"demiştir.Şarkıyı,1960'larda kendilerine Groupie diyen kızlardan esinlenerek yazdığını söylemiştir.Billie Jean herhangi bir kız değildir.Groupie'ler şehirlerine gelen hemen her grupla takılır,kulislerine girerlermiş.Hatta bazen çocuklarında bu birlikteliklerden doğduğunu iddia ederlermiş.


Şarkı Sözleri:

She was more like a beauty queen
(Daha çok bir güzellik kraliçesi gibiydi)
From a movie scene
(Bir film sahnesinden)
I said,don't mind
(Dedim ki,umursama)
But what do you mean
(Ama ne demek istiyorsun sen?)
I am the one
(Tek kişi benim)
Who will dance on the floor in the round
(Pistte yuvarlağın içinde dans edecek olan)
She said l am the one who will dance
(Benim o kişi olduğumu söyledi)
On the floor in the round
(Dans pistinde dans edecek olan)
She told me her name was billie jean
(Bana isminin Billie Jean olduğunu söyledi)
As she caused a scene
(Ve bir manzaraya neden oldu)
Then every head turned with eyes
(Sonra bütün başlar bakışlarını çevirdi)
That dreamed of being the one
(Tek kişi olmanın hayalini kuran)
Who will dance on the floor in the round
(Pistte yuvarlağın içinde dans edecek olan)
People always told me
(İnsanlar hep diyorlardı bana)
Be careful what you do
(Ne yaptığına dikkat et)
And don't go around
(Ve ortalıkta gezinme)
Breaking young girls heart
(Genç kızların kalbini kırarak)
And mother always told me
(Ve annem hep diyordu bana)
Be careful who you love
(Kimi sevdiğine dikkat et)
Be careful what do you
(Ne yaptığına dikkat et)
Cause the lie becomes be truth
(Çünkü yalan gerçek olur)
Billie Jean is not my lover
(Billie Jean sevgilim değil benim)
She's just a girl who claims that
(Yalnızca iddia eden bir kız o)
I am the one
(Benim bir tanesi olduğumu)
But the kid is not my son
(Ama çocuk benim oğlum değil)
She says l am the one
(O benim bir tanesi olduğumu söylüyor)
But the kid is not my son
(Ama çocuk benim oğlum değil)
For forty days and forty nights
(40 gün 40 gece)
The law was on her side
(Yasa ondan yana oldu)
But who can stand
(Ama kim dayanabilir ki)
When she's in demand
(Ona talepler olduğunda)
Her schemes and plans
(Onun planları ve projeleri)
Cause we danced on the floor in the round
(Pistte yuvarlağın içinde dans ettik diye)
So take my strong advice
(O yüzden şu büyük önerimi aklında tut)
Just remember to always think twice
(Hatırla bak her zaman iki kez düşünmeyi)
Do think twice
(İki kez düşün)
Hoo
Hoo
She told my baby
(Bebeğime söyledi)
We'd danced til three
(Saat üçe dek dans ettiğimizi)
Then she looked at me
(Sonra bana baktı)
Then showed a photo
(Sonra bir fotoğraf gösterdi)
My baby cried
(Bebeğim ağlamaya başladı)
His eyes were like mine (Oh,no!)
(Gözleri benimkiler gibiydi of,hayır!)
Cause we dance on the floor,in the round baby
(Pistte yuvarlağın içinde dans ediyoruz diye)
People always told me
(İnsanlar hep diyorlardı bana)
Be careful what you do
(Ne yaptığına dikkat et)
And don't go around
(Ve ortalıkta gezinme)
Breaking young girls heart
(Genç kızların kalbini kırarak)
And mother always told me
(Ve annem hep diyordu bana)
Be careful who you love
(Kimi sevdiğine dikkat et)
Be careful what do you
(Ne yaptığına dikkat et)
Cause the lie becomes be truth
(Çünkü yalan gerçek olur)
Billie Jean is not my lover
(Billie Jean sevgilim değil benim)
She's just a girl who claims that
(Yalnızca iddia eden bir kız o)
I am the one
(Benim bir tanesi olduğumu)
But the kid is not my son
(Ama çocuk benim oğlum değil)
She says l am the one
(O benim bir tanesi olduğumu söylüyor)
But the kid is not my son
(Ama çocuk benim oğlum değil)
She came and stood right by me
(Geldi ve yanımda durdu)
Then the smell of sweet perfume
(Sonra tatlı parfümün kokusu)
This happened much to soon
(Çok çabuk gelişti herşey)
She called me to her room
(Beni odasına çağırdı)
Billie Jean is not my lover
(Billie Jean sevgilim değil benim)
She's just a girl who claims that
(Yalnızca iddia eden bir kız o)
I am the one
(Benim bir tanesi olduğumu)
But the kid is not my son
(Ama çocuk benim oğlum değil)
She says l am the one
(O benim bir tanesi olduğumu söylüyor)
But the kid is not my son
(Ama çocuk benim oğlum değil)
Billi Jean is not my lover(x6)

Bu güzel şarkının hikayesi de bu şekildeydi.Umarım beğenirsiniz:)Hoşçakalın.

Santana&Everlast-Put Your Lights On

Herkese yeniden merhaba:)
Bugünkü şarkı hikayemiz Santana&Everlast'tan Put Your Lights On şarkısı.


Dini temellere dayalı olan bir şarkıdır bu.1966'da Müslümanlığı seçen Everlast'ın 1988'de geçirdiği kalp krizi sonrası yaşadığı ölüm korkusu ile ortaya çıkmış bir şarkıdır.Şarkının ismi Put Your Lights On "dikkat et" manasına gelmekte ve Everlast kendi çapında günahkarları uyarıyor.Şarkının sonunda belli belirsiz olan "la ilaha il Allah" kısmını Everlast "Allah'ın sözlerini satmak istemiyorum"diyerek çıkarmak istese de Santana ısrar edince şarkı o haliyle kalmıştır.


Şarkının Sözleri:

Hey now,all you sinnes
(Şimdi!Siz bütün günahkarlar)
Put your lights on,put your lights on
(Işıklarınızı açın,ışıklarınızı açın)
Hey now,all you killers
(Şimdi! Siz bütün katiller)
Put your lights on,put your lights on
(Işıklarınızı açın,ışıklarınızı açın)
Hey now,all you children
(Şimdi!Siz tüm çocuklar)
Leave your lights on,you better leave your lights on
(Işıklarınızı açık bırakın,ışıklarınızı açık bırakın)
Cause there's a monster living under my bed
(Çünkü yatağımın altında yaşayan bir canavar var)
Whispering in my ear
(Kulağımın içinde fısıldıyor)
There's an angel,with a hand on my head
(Bir melek var,kafamın üzerinde elleriyle)
She say l've got nothing to fear
(Korkacak bir şeyin olmadığını söylüyor)
There's a darkness living deep in my soul
(Ruhumun derinliklerinde yaşayan bir karartı var)
I still got a purpose to serve
(Halen hizmet etmeye niyetliyim)
So let your lights shine,deep into my home
(Bu yüzden ışıklarınızı serbest bırakın,evimin derinliklerine doğru)
God, don't let me lose my nerve
(Tanrım! Aklımı kaybetmeme izin verme)
Lose my nerve
(Aklımı kaybetmeme)

Bu şarkımızın hikayesi de böyleydi.Umarım beğenirsiniz:)Hoşçakalın.

Evanescence-Hello

Herkese yeniden merhaba:)
Bugünkü şarkı hikayemiz Evanescence grubunun Hello şarkısı.Bu grubu lise zamanında çok dinlerdim ve bu şarkıda çok dinlediklerim arasındaydı.Bana huzur veren bir yanı var bu şarkının.


Şarkının hikayesine gelecek olursak;grubun solisti Amy Lee'nin kardeşi sara hastasıdır ve sürekli nöbetler geçirmektedir.Bir gün Lee'nin annesi kardeşini banyo yaptırırken bir iki dakikalığına dışarı çıkar.O sırada Lee'nin kardeşi nöbet geçirir ve boğularak ölür.Amy Lee'de kardeşini anmak için bu şarkıyı yazar.Konserlerinde Amy Lee'ye bu şarkıyı söylemesi için para teklif etmelerine rağmen Lee bu teklifleri geri çevirir.Bu şarkı Evanescence'in canlı performanslarında çalmadıkları tek şarkıdır.


Şarkının Sözleri:

Playground schoolbell rings,again
(Oyun sahası,okul zili çalıyor,yine)
Rainclouds come to play,again
(Yağmur bulutları oynamaya geliyor,yine)
Has one told you she's not breathing?
(Kimse sana söylemedi mi o nefes alamıyor?)
Hello,l'm your mind,giving you someone to talk to...Hello...
(Merhaba,ben senin zihninim,sana konuşacak birini veriyorum...Merhaba...)
If l smile and don't believe
(Eğer gülümsersem ve inanmazsam)
Soon l know l'll wake from this dream
(Biliyorum yakında bu rüyadan uyanacağım)
Don't try to fix me
(Beni tamir etmeye çalışma)
I'm not broken
(Ben kırgın değilim)
Hello,l'm the lie living for you so you can hide...
(Merhaba,ben senin için yaşayan yalanım,böylece saklanabilirsin)
Don't cry
(Ağlama)
Suddenly l know l'm not sleeping
(Aniden biliyorum ki uykuda değilim)
Hello,l'm still here,all that's left of yesterday
(Merhaba,hala burdayım,dünden kalan tek şey olarak)

Bu şarkımızın hikayesi de böyleydi.Umarım beğenirsiniz:)Hoşçakalın.

26 Aralık 2016 Pazartesi

The Beatles-Hey Jude

Herkese yeniden merhaba:)
Bugünkü şarkı hikayemiz efsane The Beatles grubunun en sevdiğim şarkısı olan Hey Jude.


Şarkının hikayesi şöyle;Paul Maccartney,anne babası yeni ayrılmış olan Julian Lennon ile bolca vakit geçirmektedir ve bir gün,küçük çocuk için bir şarkı bestelemeye başlar.Şarkının adı Hey Jules'dur ilk başta ve daha sonra Jules kısmını kulağa daha hoş geliyor düşüncesiyle Hey Jude olarak değiştirir Paul Mccartney.Ve yaptığı yeni besteyi John Lennon'a sunar."The movement you need is on your shoulder"dizesini şarkıya yakışmadığı düşüncesiyle çıkarmak ister Mccartney fakat Lennon onu engeller.Lennon'a göre şarkının içindeki en anlamlı dize budur.Dizenin,şarkı içinde tek kafiyesiz satır olmasının nedeni de budur.


Şarkının Sözleri:

Hey Jude,don't make it bad
(Hey Jude,daha da kötüleştirme durumu)
Take a sad song and make it better
(Hüzünlü bir şarkı tuttur ve düzeltiver)
Remember to let her into your heart
(Unutma,bırak kalbine girsin)
Then you can start to make it better
(Ki sonra başlayabilirsin düzeltmeye durumu)
Hey Jude,don't be afraid
(Hey Jude, korkma)
You werw made to go out and get her
(Senin yazgın bu gidip almak onu)
The minute you let her under your skin
(Teninin içine geçirdiğin an onu)
Then you begin to make it better
(Başlayabilirsin düzeltmeye dururmu)
And anytime you feel the pain
(Ve ne zaman acıyı duyarsan)
Hey Jude,refrain
(Hey Jude,bırakma kendini)
Don't carry the world upon your shoulders
(Taşıma sırtında dünyayı,sende bilirsin)
Well don'tyou know that it's a fool who plays it cool
(Aptaldır dünyasını daha da soğutarak)
By making his world a little colder
(Umursamazmış gibi davranan)
Hey Jude! don't let her down
(Hey Jude! hayal kırıklığına uğratma beni)
You have found her,now go and get her
(İşte buldun şimdi git ve al onu)
Remember,to let her into your heart
(Unutma,bırak kalbine girsin)
Then you can start to make it better
(Ki sonra başlayabilirsin düzeltmeye durumu)
So let it out and let it in
(Öyleyse bırak gitsin,bırak çıksın)
Hey Jude,begin
(Hey Jude, başla hadi)
You're waiting for someone to perform with
(Birini bekliyorsun birlikte yapmak için)
And don't you know that it's just you
(Ama bilmiyor musun ki bunu yapacak olan sensin)
You'll do,the movement you need is on your shoulder
(İhtiyacın olan hareket senin omuzlarında)
Hey Jude, don't make it bad
(Hey Jude,daha da kötüleştirme durumu)
Take a sad song and make it better
(Hüzünlü bir şarkı tuttur ve düzeltiver)
Remember to let her into your heart
(Unutma,bırak kalbine girsin)
Then you can start to make it better
(Ki sonra başlayacaksın düzeltmeye durumu)

Bugünkü şarkı hikayemiz de böyleydi.Umarım beğenirsiniz:)Hoşçakalın.


Red Hot Chili Peppers-Under The Bridge

Herkese yeniden merhaba:)
Bugünkü şarkı hikayemiz Red Hot Chili Peppers'tan Under The Bridge şarkısı.


Şarkının hikayesi şöyle;grubun vokalisti Anthony Kiedis bu şarkıyı kendini yalnız hissettiği ve eroin kullanımını biraz kaçırdığı günlerde yazmış.Şarkıda köprü diye bahsettiği yer,onun sık sık gidip uyuşturucu satın aldığı yermiş.1988 yılında grubun gitaristi Hillel Slovak eroinden ölünce ve 1990 yılında da en yakın arkadaşını kaybedince "sometimes l feel like l don't have a partner"şeklinde bir şiir yazmış,aslında kişisel olan bir şiir bu ancak prodüktör Rick Rubin şiiri bulup Kiedis'i zorla ikna etmiş ve şiir bu şekilde bestelenmiş.


Şarkının Sözleri:

Sometimes l feel like l don't have a partner
(Bazen bir yoldaşımın olmadığı hissine kapılıyorum)
Sometimes l feel like my only friend ıs the city l live in
(Bazen yaşadığım şehrin tek arkadaşım olduğu hissine kapılıyorum)
The city of angels
(Melekler şehri)
Lonely as l am 
(Tek başıma yalnızım)
Together we cry
(Birlikte ağlarız)
I drive on her streets
(Araba kullanırım yollarında)
Cause she's my companion
(Çünkü o benim kılavuzum)
I walk through her hills
(Yürüyüşe çıkarım tepelerinde)
She sees my good deeds
(Çünkü yaptığım iyi şeyleri görür)
And she kisses me windy
(Ve rüzgarla öper beni)
Inever worry
(Asla endişelenmem)
Now that is a lie
(Bu bir yalan oldu şimdi)
I don't ever want to feel
(Asla öyle hissetmek istemem)
Like l did that day
(O günkü gibi)
Take me to the place l love you
(Tüm yolu kat etmemi sağladı)
Take me all the way
(Tüm yolu kat etmemi sağla)
It's hard to believe
(İnanmak zor)
That there's nobody out there
(Orada kimsenin olmadığına)
It's hard to believe
(İnanmak zor)
That l'm all alone
(Tamamen tek başıma olduğuma)
At least l have her love
(En azından onun aşkı benimle)
The city she loves me
(Şehir beni seviyor)
Lonely as l am
(Tek başıma yalnızım)
Together we cry
(Birlikte ağlarız)
I don't ever want to feel
(Asla öyle hissetmek istemem)
Like l did that day
(O günkü gibi)
Take me to the place l love
(Beni sevdiğim yere götür)
Take me all that way
(Tüm yolu kat etmemi sağla)
Under the bridge downtown
(Şehir merkezindeki köprü altında)
Is where l drew some blood
(Kanla çizgi çektiğim yerin orda)
Under the bridge downtown
(Şehir merkezindeki köprü altında)
I could not get enough
(Yeteri kadar alamam)
Under the bridge downtown
(Şehir merkezindeki köprü altında)
Forgot about my love
(Aşkımı unuturum)
Under the bridge downtown
(Şehir merkezindeki köprü altında)
I gave my life away
(Hayatımı verdim)
Bugünkü şarkı hikayemiz böyleydi.Umarım beğenirsiniz:)Hoşçakalın.



23 Aralık 2016 Cuma

Duman-Bal

Herkese merhaba:)
Bugünkü şarkı hikayemiz Duman grubunun Bal şarkısı.Birçoğunuz belki bu şarkının hikayesini biliyordur.Birde ben yazmak istedim.


Duman grubunun solisti Kaan Tangöze ilk albümünün çıkacağı gün sevgilisiyle tartışır.Akşamına da ilk konserleri vardır.Kaan sevgilisinin de konsere geleceğini ve ona yazdığı şarkıları okuyarak kendisini affettireceğini düşünür.Konser başlar.Kaan, Ahu'ya yazdığı şarkıları birer birer söylemeye başlar.Kaan sevgilisini göremez ama hala orada olduğunu düşünerek şarkılarına devam eder.Konser biter ve Kaan Tangöze sevgilisini kulise beklerken grubun diğer üyeleri acı haberi Kaan'a verirler.Ailevi problemlerinden ötürü psikolojisi bozuk olan Ahu konser başlamadan önce intihar etmiştir.
Kaan Tangöze bu olaydan sonra evine kapanır.Çok uzun süre kimse dışarıya çıkaramaz.Grubun o zaman ki menajeri Murat Akad Kaan'ın koyu bir Fenerbahçe'li olduğunu bildiğinden Kaan'ı zorla 2002'de ki Fenerbahçe-Galatasaray derbisine götürür.O maçı Fenerbahçe 6-0 kazanır.Kaan ise biraz daha gün ışığına çıkmaya başlamıştır.Kaan Tangöze ikinci albümlerindeki Kırmış kalbini,Ah,Manası yok,Elimdeki saz yeter canıma,Haberin yok ölüyorum şarkılarını da Ahu'ya yazmıştır.Kaan Tangöze için Bal şarkısı diğerlerinden daha farklıdır ve grup bu şarkıyı hiçbir konserinde çalmaz.


Şarkının Sözleri:

Aşkım sen benim canımsın
Kanıma karışmış kanın
Söyle kimlerden kaçarsın
Boşuna durmadan ağlarsın

Yavrum sen benim balımsın
Tadına alışmış canım
Aaah güzel kuşum gir kanıma
Ben zaten sarhoşum

Nerdesin...Sevgilim...

Söyle nerdesin bal
Artık benlesin bal
Söyle nerdesin bal
Artık benlesin bal

Artık sen benim canımsın 
Canlı kalan tek yanımsın

Bu şarkının hüzünlü hikayesi de böyleydi.Keşke kimse sevdiklerini kaybetmese ve şarkılar bu kadar hüzün taşımasa.Ama bunlar hayatta var ve herkes sevdiklerini kaybediyor.Döngü böyle.Neyse çok uzatmayayım.Umarım beğenirsiniz:)Hoşçakalın.

Barış Manço-Sarı Çizmeli Mehmet Ağa

Herkese merhaba:)
Bugünkü şarkımız 7'den 70'e herkesin sevdiği Barış Manço'dan Sarı Çizmeli Mehmet Ağa şarkısı.Gerçek bir hikayesi olan Barış Manço tarafından araştırıldıktan sonra yazılmış bir eserdir.Hala herkesin severek dinlediği benim de sevdiğim Barış Manço eserlerinden birisidir bu şarkı.


Şarkının hikayesine gelecek olursak;Köy ağası olan Mehmet ağa köylünün babası gibi yardımsever bir insandır.Şehirde bütün esnaf tarafından tanınırmış.İhtiyaç sahipleri esnaftan alışveriş yapıp Mehmet ağa adına yazdırırlarmış.Mehmet ağa da ayın belli günleri şehre inip esnafa olan borçları ödermiş.Öyle bir adammış ki yeni evlenenlere toprak verirmiş.Mehmet ağa ölürken de beş parasız ve fakir ölmüş.


Şarkının Sözleri:

Yaz dostum güzel sevmeyene adam denir mi?
Yaz dostum selam almayana yiğit denir mi?
Yaz dostum altı üstü beş metrelik bez için
Yaz dostum boşa geçmiş ömre yaşam denir mi?

Yaz tahtaya bir daha tut defteri kitabı
Sarı çizmeli Mehmet ağa bir gün öder hesabı

Yaz dostum yoksul görsen besle kaymak bal ile
Yaz dostum garipleri giydir ipek şal ile
Yaz dostum öksüz görsen sar kanadın kolunu
Yaz dostum kimse göçmez bu dünyadan mal ile

Yaz tahtaya bir daha tut defteri kitabı
Sarı çizmeli Mehmet ağa bir gün öder hesabı

Yaz dostum Barış söyler kendi bir ders alır mı?
Yaz dostum su üstüne yazı yazsan kalır mı?
Yaz dostum bir dünya bir haklı haksız karışmış
Yaz dostum boşa koysan dolmaz dolusu alır mı?

Yaz tahtaya bir daha tut defteri kitabı
Sarı çizmeli Mehmet ağa bir gün öder hesabı

Bu güzel şarkının hikayesi ve sözleri de bu şekilde.Bir şarkı hikayemizin daha sonuna geldik.Umarım beğenirsiniz:)Hoşçakalın.

Metallica-One

Herkese merhaba:)
Bugünkü şarkı hikayemiz Metallica'dan One şarkısı.Şarkı bir gencin içinde yaşadığı çaresizliği ve savaşın acı yüzünü anlatıyor.Metallica'nın en güzel şarkılarından biridir bu şarkı.


Johnny Got His Gun (Johnny Silahını Kaptı),1971 yapımı savaş karşıtı bir Amerikan dram filmidir.Aynı isimle romandan ekranlara uyarlanmıştır.Konusu şu şekilde;Johnny birinci dünya savaşına gider.Geride sevgilisini bırakmıştır.Bir gece cephede kaybolur.Bir bombanın açtığı çukura girer çünkü askerlerin bir inanışına göre aynı yere iki kere bomba düşmez.Ama tam tersi olur ve Johnny'nin üzerine bomba düşer.Ve Johnny hastaneye kaldırılır.Johnny başlarda ne olduğunu anlamaz uyuduğunu zanneder.Doktorlar dikişlerini almaya başladığında kollarını ve bacaklarını kaybettiğini,görme,konuşma ve duyma yetilerini de kaybettiğini anlar.O artık yaşayan bir beyindir sadece.
Vücuduna vuran güneşin ısısıyla günleri sayar,ayak darbelerinden odada birilerinin olduğunu anlar.Telepatik rüya yoluyla insanlarla iletişim kurar(ör:babası).Rüyalarında babasının ona öğrettiği mors alfabesini hatırlar.Ve artık kafasını yastığa vurarak konuşmaya çalışır.Askeri hastanede olduğu için askerler Johnny'i anlarlar.Johnny ötenazi ister ama general buna izin vermez.
Metallica bu şarkıyı bu öykü üzerine yazmıştır.


Şarkının Sözleri:

I can't remember anything
(Hatırlayamıyorum hiçbir şeyi)
Can't tell if this is true or dream
(Söyleyemem bu rüya mı gerçek mi)
Deep down inside l fell to scream
(Çığlık atmak istiyor içimin derinlikleri)
This terrible silence stops me
(Bu kokunç sessizlik durduruyor beni)
Now that the war is through with me
(Şimdi savaş benim içimde)
I'm waking up l can not see
(Uyanıyorum ama göremiyorum)
That there is not much left of me 
(Pek birşey kalmadığını benden geriye)
Nothing is real but pain now
(Hiçbir şey gerçek değil ama acısı gerçek)
Hold my breath as l wish for death
(Nefesimi tut ben dilerken ölmeyi)
Oh please god, wake me 
(Oh lütfen tanrım,uyandır beni)
Back in the womb its much too real
(Anne rahmine dönüş bu oldukça gerçek)
In pumps life that l must feel 
(Hayatı hissetmeliyim kalbim atarken)
But can't look forward to reveal
(Ama sabırsızlanamam açıklamak için)
Look to the time when ill live
(Yaşayacak olacağım zamana bakarım)
Fed through the tube that sticks in me 
(Bana bağlı bir tüp besliyor beni)
Just like a wartime novelty
(Tıpkı savaş gibi enteresan)
Tide to machines that make me be
(Bağlı olduğum cihazlar yaşatıyor beni)
Cut this life off from me
(Bu hayatı benden söküp alın geri)
Hold my breath as l wish for death
(Nefesimi tut ben dilerken ölmeyi)
Oh please god, wake me 
(Oh lütfen tanrım,uyandır beni
Now the world is gone l'm just one
(Şimdi dünya yok ben tek başıma)
Darkness imprisoning me 
(Karanlık beni hapsediyor)
All that l seee absolute horror
(Tek gördüğüm saf korku)
I cannot live,l cannot die trapped in myself
(Yaşayamıyorum,ölemiyorum,kendime hapsoldum)
Body my holding cell
(Vücudum zindanımdır)
Landmine has taken my sight
(Mayın görüşümü aldı)
Taken my speech,taken my hearing
(Konuşmamı aldı,duymamı aldı)
Taken my arms,taken my legs,taken my soul
(Kollarımı aldı,bacaklarımı aldı,ruhumu aldı)
Left me with life in hell
(Beni cehennemde bir yaşamda bıraktı)

Bir şakı hikayemizin daha sonuna geldik.Umarım beğenirsiniz:)Hoşçakalın.

Nirvana-Smells Like Teen Spirit

Herkese merhaba:)
Bugünkü yazımda sizlere Nirvana'nın 1991 tarihli Nevermind albümünün açılış şarkısı ve ilk single'ı olan Smells Like Teen Spirit'in yazılış hikayesinden bahsedicem.


Grup şarkıyı ilk başta beğenmemişti aslında.Bunun üzerine,şarkıyı Pixies'ten etkilenerek yazdığını söyleyen grubun solisti Kurt Cobain (Cobain büyük bir Pixies hayranıydı.Hatta "keşke Pixies'le çalabilsem ya da en azından Pixies cover'ı yapan bir grupta olsam"diyordu).Cobain gruba şarkıyı bir buçuk saat boyunca üst üste çaldırdı.En sonunda grubun bas gitaristi Krist Novoselic "bari bunun riff"lerinin temposunu düşüreyim dedi ve davulcu Dave Grohl da bu tempoya ayak uydurdu ve şarkı tekrar düzenlenen haliyle beğenildi.Böylece şarkı Nevermind albümünde grubun tüm üyeleri tarafından düzenlenen tek şarkı oldu.


Şarkının Sözleri:

Load up on guns and bring your friends
(Silahları donan ve arkadaşlarını getir)
It's fun to lose and to pretend
(Kaybetmek ve rol yapmak eğlencelidir)
She's over bored and self assured
(O aşırı sıkılmış ve kendine güvenli)
Oh no,l know a dirty word
(Oh hayır,pis bir kelime biliyoum)
Hello,hello,hello,how low...
(Merhaba,merhaba,merhaba,ne kadar sığ...)

Nakarat:
With the lights out it's less dangerous
(Işıklar kapalıyken,bu daha az tehlikeli)
Here we are now
(İşte burdayız şimdi)
Entertain us
(Eğlendir bizi)
I feel stupid and contagious
(Kendimi aptal ve bulaşıcı hissediyorum)
Here we are now
(İşte buradayız şimdi)
Entertain us
(Eğlendir bizi)
A mulatto
(Bir melez)
An albino
(Bir albino)
A mosquito
(Bir sivrisinek)
My libido yeah
(Benim libidom evet)

I'm worse at what l do best
(En iyi yaptığım şeyde daha kötüyüm)
And for this gift l feel blessed
(Ve bu tanrı vergisi yetenekten dolayı kutsanmış hissediyorum)
Our little group has always been
(Küçük grubumuz hep varoldu)
And always will until the end
(Ve sonuna kadar da varolacak)
Hello,hello,hello,how low...
(Merhaba,merhaba,merhaba,ne kadar sığ...)


 Nakarat:
With the lights out it's less dangerous
(Işıklar kapalıyken,bu daha az tehlikeli)
Here we are now
(İşte burdayız şimdi)
Entertain us
(Eğlendir bizi)
I feel stupid and contagious
(Kendimi aptal ve bulaşıcı hissediyorum)
Here we are now
(İşte buradayız şimdi)
Entertain us
(Eğlendir bizi)
A mulatto
(Bir melez)
An albino
(Bir albino)
A mosquito
(Bir sivrisinek)
My libido yeah
(Benim libidom evet)

And l forget just why l taste
(Ve neden tattığımı unutuyorum)
Oh yeah,l guess it makes me smile
(Oh evet,sanırım beni gülümsetiypr)
I found it hard
(Bunu zor buldum)
It was hard to find
(Bulması zor oldu)
Oh well,whatever,nevermind
(Oh peki,herneyse,boşver)
Hello,hello,hello,how low...
(Merhaba,merhaba,merhaba,ne kadar sığ...)

Nakarat:
With the lights out it's less dangerous
(Işıklar kapalıyken,bu daha az tehlikeli)
Here we are now
(İşte burdayız şimdi)
Entertain us
(Eğlendir bizi)
I feel stupid and contagious
(Kendimi aptal ve bulaşıcı hissediyorum)
Here we are now
(İşte buradayız şimdi)
Entertain us
(Eğlendir bizi)
A mulatto
(Bir melez)
An albino
(Bir albino)
A mosquito
(Bir sivrisinek)
My libido yeah
(Benim libidom evet)

Yeah, a denial(x3)
Evet,bir inkar
Bir şarkı hikayesinin daha sonuna geldik.Umarım beğenirsiniz:)Hoşçakalın.

Neşet Ertaş-Yazımı Kışa Çevirdin

Herkese merhaba:)
Bugünkü  hikayemiz ünlü halk ozanımız Neşet Ertaş'tan Yazımı Kışa Çevirdin türküsü.En sevdiğim Neşet Ertaş türkülerinden biridir bu.


Neşet Ertaş ünlü olmaya başladığı zamanlarda Ahu Gazinosu'nda Leyla isimli bir kadınla tanışıyor ve aşık oluyor.Babasına bu kadınla evlenmek istediğini söylüyor.Ancak babası bu evlilik isteğini onaylamıyor.Neşet Ertaş ne kadar babasını sevsede gönlüne söz dinletemiyor ve Leyla ile evleniyor.Üç çocukları oluyor.Bir süre sonra anlaşamayıp boşanıyorlar.Ayrıldıktan sonra tam anlamıyla efkar yaşayan Neşet Ertaş 3 beste yapıyor;Cahildim Dünyanın Rengine Kandım(babasına),Tatlı Dillim Güler Yüzlüm Neredesin Sen(Leyla'ya),Yazımı Kışa Çevirdin(Leyla'ya).

Türkünün Sözleri:

Yazımı kışa çevirdin
Karlar yağdı başa Leylam
Viran oldu evim yurdum
Ne söylesem boşa Leylam

Her an gözümde perdesin
Nere baksam sen ordasın
Mevlam ayrılık vermesin
Gökte uçan kuşa Leylam

Yardan ayrı kalmak ölüm
Söyle ne olacak halım
Böyle kader böyle zulüm 
Gelir garip başa Leylam

Bir hikayemizin daha sonuna geldik umarım beğenirsiniz:)Hoşçakalın.

19 Aralık 2016 Pazartesi

Haluk Levent-Elfida

Herkese merhaba:)
Bugünkü şarkı hikayemiz gerçek bir dramın,yaşanmışlığın şarkısı,sözleri insanın içine işleyen bir şarkı Elfida...
Elfida;feda etmeyi bilmek,gözden çıkarmak anlamında bazen çekip gitmeyi bilmek,sevdiğini yitirme acısıyla ayakta kalabilmek...anlamlarına gelen Arapça bir kelime.


Haluk Levent'in bu şarkıyı oluşturma hikayesi çok özel.Kanser hastası olan 16 çocuğun bakımını üstlenmiş olan Haluk Levent,bu çocuklar arasında bulunan 9 yaşındaki Elfida'nın vefatıyla yıkılır.Ve bu şarkıyı küçük Elfida için yazar.Haluk Levent yazdığı bu şarkıyı Elfida'ya dinletmeyi çok ister ama vefatı nedeniyle bunu gerçekleştiremez.

Şarkının Sözleri:

Yüzün geçmişten kalan,aşka tarif yazdıran
Bir alaturka hüzün,yüzün kıyıma vuran
Anne karnı huzuru,çocukluğumun sesi
Senden bana şimdi zamanı sızdıran

Şımartılmamış aşkın sessizliğe yakın
Kimbilir kaç yüzyıldır sarılmamış kolların
Sisliydi kirpiklerin ve gözlerin yağmurlu
Yorulmuşsun hakkını almış yılların

Elfida bir belalı başımsın
Elfida beni farketme sakın
Omzumda iz bırakma yüküm dünyaya yakın
Elfida hep aklımda kalacaksın

Elfida sen eski bir şarkısın 
Elfida beni farketme sakın
Omzumda iz bırkama yüküm dünyaya yakın
Elfida hep aklımda kalacaksın

Dinleyince insanın içine işleyen en özel şarkılardan biri olan Elfida'nın hikayesi bu şekilde.Umarım beğenirsiniz.Hoşçakalın:)

Stevie Wonder-Isn't she lovely

Herkese merhaba:)
Bugünkü şarkı hikayemizin sahibi özgün saç modeli,siyah gözlükleri ve şarkı söylerken başını ritmik şekilde sağa sola sallamasıyla tanınan benim çok çok ama çok sevdiğim yaşayan efsane Stevie Wonder.
Bugün sizlere anlık bir duygu patlamasıyla yazılmış olan Isn't she lovely şarkısının hikayesinden bahsedicem.
Şarkımızın hikayesine gelecek olursak Stevie Wonder Isn't she lovely şarkısını kızı Aisha için yazmıştır.Stevie Wonder kızını hastanede ilk kez "gördükten"sonra çıkıp şarkıyı mırıldanmaya başlar.(Stevie Wonder görme engelli bir şarkıcı)
Şarkının video klibinde ise sahnede şarkıyı kızıyla birlikte söylüyor kızı arkadaki vokalistlerin arasında.Sahnedeki müzisyenler Stevie Wonder'ın onlarca yıllık ekibi hepsi hikayeyi biliyor.Binlerce kişi sahnedeki Aisha'ya bir ağızdan şarkı söylüyor.Artık gerisi dinleyenler için bir müzik şöleni haline geliyor.

Şarkının Sözleri:

Isn't she lovely 
(O ne kadar sevimli,değil mi?)
Isn't she wonderfull
(Muhteşem birşey,değil mi?)
Isn't she precious
(O ne kadar değerli,değil mi?)
Less than one minute old
(Bir dakikadan daha az yaşında)
I never thought through love we'd be
(Hiç düşünmezdim sevgi ile)
Making one as lovely as she
(Onun kadar sevimli birşeyi meydana getirebileceğimizi)
But isn't she lovely made from love
(Fakat aşktan oluştuğu için sevimli değil mi o?)
Isn't she pretty
(Ne kadar güzel değil mi?)
Truly the angel's best
(Meleklerin en iyisi hakikaten)
Boy,l'm so happy
(O kadar mutluyum ki)
We have been heaven blessed
(Tanrı bize bu kutsal mutluluğu bahşettiği için)
I can't believe what God has done
(İnanamıyorum tanrının bize sunduğuna)
Through us he's given life to one
(Bizim sayemizde birinin dünyaya gelmesini sağladı)
But isn't she lovelymade from love
(Fakat aşktan oluştuğu için sevimli değil mi?)
Isn't she lovely
(Ne kadar sevimli değil mi?)
Life and love are the same 
(Hayat ve sevgi aynı şey)
Life is Aisha
(Hayat Aisha demek)
The meaning of her name
(Anlamı onun adı)
Londie, it could have not been done without you who conceived the one
(Londie,sensiz onu dünyaya getiren kişi olmazsa gerçekleşemezdi)
That's so very lovely made from love
(Bu aşktan oluştuğu için bu kadar sevimli olan bebek)
Bir şarkı hikayesinin daha sonuna geldik.Umarım beğenirsiniz.Hoşçakalın:)

16 Aralık 2016 Cuma

The Cranberries-Zombie

Herkese merhaba:)
Bloğumda sizlere hepimizin en sevdiği şarkıların hikayelerini anlatıcam.
İlk hikayemiz benim de çok sevdiğim The Cranberries grubunun Zombie şarkısı.
Kuzey İrlanda'da "Troubles"diye adlandırılan dönemde,İngiltere'nin Warrington kentinde IRA tarafından düzenlenen bir saldırı sonucu iki çocuğun hayatını kaybetmesi üzerine The Cranberries bu şarkıyı yazmıştır.
Şarkının genel havasında savaşın çocuklar ve anneler üzerindeki ağır psikolojik etkileri hissediliyor.Şarkının klibi ve sözleri de oldukça etkileyici.Klip siyah beyaz çekilmiştir.

Şarkının Sözleri ve Çevirisi

Another head hangs lowly
(Bir kafa daha alçakça asılıyor)
Child is slowly taken
(Çocuk yavaşça alınıyor)
And the violence caused such silence
(Ve şiddet böylesine büyük bir sessizliğe sebep oldu)
Who are we mistaken?
(Kimde yanıldık)
But you see,it's not my family 
(Fakat görüyorsun ki bu ben değilim,ailem değil)
In your head,in your head they are fighting
(Kafanın içinde,kafanın içinde savaşıyorlar)
With their tanks and their bombs
(Tanklarıyla ve bombalarıyla)
And their bombs and their guns
(Bombalarıyla ve silahlarıyla)
In your head,in your head,they are crying...
(Kafanın içinde,kafanın içinde,ağlıyorlar)
Nakarat:
In your head,in your head
(Kafanın içinde,kafanın içinde)
Zombie,zombie,zombie
Hey,hey,hey,what's in your head 
(Hey,hey,hey, kafanın içinde ne var)
In your head
(Kafanın içinde)
Another mother's breaking
(Bir anne daha parçalanıyor)
Heart is taking over
(Kalp kontrolü ele alıyor)
When the violence causes silence
(Şiddet sessizliğe sebep olduğunda)
We must be mistaken
(Hata yapmış olmalıyız)
It's the same old theme since in nineteen-sixteen
(Bu aynı eski konu 1916'dan beri)
In your head,in your head they're still fighting 
(Kafanın içinde,kafanın içinde hala savaşıyorlar)
With their tanks and their bombs
(Tanklarıyla ve bombalarıyla)
And their bombs and their guns
(Bombalarıyla ve silahlarıyla)
In your head,in your head,they are dying...
(Kafanın içinde,kafanın içinde ölüyorlar...)

Umarım beğenirsiniz:)Hoşçakalın.