Bugünkü şarkı hikayemiz Metallica'dan One şarkısı.Şarkı bir gencin içinde yaşadığı çaresizliği ve savaşın acı yüzünü anlatıyor.Metallica'nın en güzel şarkılarından biridir bu şarkı.
Johnny Got His Gun (Johnny Silahını Kaptı),1971 yapımı savaş karşıtı bir Amerikan dram filmidir.Aynı isimle romandan ekranlara uyarlanmıştır.Konusu şu şekilde;Johnny birinci dünya savaşına gider.Geride sevgilisini bırakmıştır.Bir gece cephede kaybolur.Bir bombanın açtığı çukura girer çünkü askerlerin bir inanışına göre aynı yere iki kere bomba düşmez.Ama tam tersi olur ve Johnny'nin üzerine bomba düşer.Ve Johnny hastaneye kaldırılır.Johnny başlarda ne olduğunu anlamaz uyuduğunu zanneder.Doktorlar dikişlerini almaya başladığında kollarını ve bacaklarını kaybettiğini,görme,konuşma ve duyma yetilerini de kaybettiğini anlar.O artık yaşayan bir beyindir sadece.
Vücuduna vuran güneşin ısısıyla günleri sayar,ayak darbelerinden odada birilerinin olduğunu anlar.Telepatik rüya yoluyla insanlarla iletişim kurar(ör:babası).Rüyalarında babasının ona öğrettiği mors alfabesini hatırlar.Ve artık kafasını yastığa vurarak konuşmaya çalışır.Askeri hastanede olduğu için askerler Johnny'i anlarlar.Johnny ötenazi ister ama general buna izin vermez.
Metallica bu şarkıyı bu öykü üzerine yazmıştır.
Şarkının Sözleri:
I can't remember anything
(Hatırlayamıyorum hiçbir şeyi)
Can't tell if this is true or dream
(Söyleyemem bu rüya mı gerçek mi)
Deep down inside l fell to scream
(Çığlık atmak istiyor içimin derinlikleri)
This terrible silence stops me
(Bu kokunç sessizlik durduruyor beni)
Now that the war is through with me
(Şimdi savaş benim içimde)
I'm waking up l can not see
(Uyanıyorum ama göremiyorum)
That there is not much left of me
(Pek birşey kalmadığını benden geriye)
Nothing is real but pain now
(Hiçbir şey gerçek değil ama acısı gerçek)
Hold my breath as l wish for death
(Nefesimi tut ben dilerken ölmeyi)
Oh please god, wake me
(Oh lütfen tanrım,uyandır beni)
Back in the womb its much too real
(Anne rahmine dönüş bu oldukça gerçek)
In pumps life that l must feel
(Hayatı hissetmeliyim kalbim atarken)
But can't look forward to reveal
(Ama sabırsızlanamam açıklamak için)
Look to the time when ill live
(Yaşayacak olacağım zamana bakarım)
Fed through the tube that sticks in me
(Bana bağlı bir tüp besliyor beni)
Just like a wartime novelty
(Tıpkı savaş gibi enteresan)
Tide to machines that make me be
(Bağlı olduğum cihazlar yaşatıyor beni)
Cut this life off from me
(Bu hayatı benden söküp alın geri)
Hold my breath as l wish for death
(Nefesimi tut ben dilerken ölmeyi)
Oh please god, wake me
(Oh lütfen tanrım,uyandır beni
Now the world is gone l'm just one
(Şimdi dünya yok ben tek başıma)
Darkness imprisoning me
(Karanlık beni hapsediyor)
All that l seee absolute horror
(Tek gördüğüm saf korku)
I cannot live,l cannot die trapped in myself
(Yaşayamıyorum,ölemiyorum,kendime hapsoldum)
Body my holding cell
(Vücudum zindanımdır)
Landmine has taken my sight
(Mayın görüşümü aldı)
Taken my speech,taken my hearing
(Konuşmamı aldı,duymamı aldı)
Taken my arms,taken my legs,taken my soul
(Kollarımı aldı,bacaklarımı aldı,ruhumu aldı)
Left me with life in hell
(Beni cehennemde bir yaşamda bıraktı)
Bir şakı hikayemizin daha sonuna geldik.Umarım beğenirsiniz:)Hoşçakalın.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder